İDARİ GÖZETİM KARARI
Bu yazımızda yabancılar hakkında 6458 sayılı Kanun kapsamında alınan idari gözetim kararı, şartları ve idari gözetime itiraz konusu incelenecektir.
Av. Muharrem Çetiner
5/8/20243 min read


Haklarında sınır dışı etme (deport) kararı alınan yabancılar hakkında Valilikler tarafından 6458 Sayılı Kanunun 57. Maddesi kapsamında idari gözetim kararı alınabilmektedir. Kanunda bu kişiler hakkında idari gözetim kararı almak için gerekli gerekçeler; kaçma ve kaybolma riski, Türkiye’ye giriş veya çıkış kurallarını ihlal etme, sahte ya da asılsız belge kullanma, kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturma, kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın Türkiye’den çıkmak için tanınan sürede çıkmama durumları olarak sayılmıştır.
Uygulamaya baktığımız zaman ise bir kısım gerekçelerin maktu olmasından dolayı hemen hemen her olayda idare tarafından bu gerekçelerinden biri olduğu olgusuna dayanılarak idari gözetim kararı verildiği görülmektedir. Haklarında sınır dışı etme kararı alınıp da çeşitli gerekçelerle sınır dışı edilemeyen yabancılar için ise daha sonraki süreçte 57/A maddesi gereği idari gözetime alternatif yükümlülük de verilebilmektedir.
Geri Gönderme Merkezlerindeki idari gözetim süresi kural olarak altı aydır. Ancak bu altı aylık sürenin İdare tarafından altı ay daha uzatılması mümkündür. Her ne kadar altı aylık ek uzatma kararı kanunda belirli sebeplerle sınırlandırılmışsa da uygulamada idareler tarafından bu gerekçelerin maktu olarak somut olayda oldukları varsayılarak uzatma kararı alınabildiği görülebilmektedir.
İdari gözetimin devam etmesinde zorunluluk olup olmadığının idare tarafından her ay düzenli olarak gözden geçirilmesi gerekmektedir. İdari gözetiminde zaruret olmayan yabancıların ise idari gözetimlerinin derhal sona erdirilmesi gerekmektedir. Uygulamada ise idareler tarafından maktu gerekçelerle idari gözetim kararlarının devam ettirilebildiği görülebilmektedir.
İdari gözetim kararlarının yargısal denetimi ise sulh ceza hakimlikleri yapmaktadır. İdari gözetime karşı sulh ceza hakimliğine itiraz edilmesi idari gözetimin yürürlüğünü durdurmamaktadır. Her ne kadar Kanunda idari gözetime karşı sulh ceza hakimliğine yapılan itirazın 5 gün içerisinde sonuçlandırılacağı düzenlenmişse de uygulamada sulh ceza hakimliklerinin iş yoğunluklarından dolayı bu sürelere çoğunlukla uyamadıkları görülmektedir. Ayrıca sulh ceza hakimliklerinin idari gözetime itiraza ilişkin verdikleri kararlar kesin olup buna karşı herhangi bir kanun yolu öngörülmemiştir.
İdari gözetim kararlarına itiraz için ise bir başvuru süresi öngörülmemiştir. Yabancı hakkındaki idari gözetim kararı devam ettiği sürece idari gözetim kararına karşı itiraz etme hakkı da devam etmektedir.
İdari gözetim kararına itiraz üzerine verilen kararlar kesin olmakla birlikte idari gözetim şartlarının değiştiğinden bahisle idari gözetim kararına karşı tekrar itiraz edilmesi mümkündür.
Türkiye’de son yıllarda yargı çevreleri ve idareler ile geri gönderme merkezlerinde yaşanan uygulamalara bakılarak bir değerlendirme yapmak gerekir ise; sınır dışı etme kararı alınan yabancıların tamamına yakını hakkında maktu gerekçelerle idari gözetim kararı alındığı, geri gönderme merkezlerindeki pek çok yabancının haklarında sınır dışı etme kararı aldıktan çok kısa bir süre sonra sınır dışı edilebildikleri, idari gözetim kararlarına karşı koyulan yargısal denetim yolu olan sulh ceza hakimliklerinin yeterli hukuksal denetimi sağlayamadıkları, ayrıca sulh ceza hakimliklerinin verdiği kararların herhangi bir kanun yoluna tabii olmamasının da yeterli hukuksal denetim imkanını kısıtladığı, sulh ceza hakimliklerinin önlerine gelen dosyaların büyük çoğunluğunda maktu gerekçelerle red kararı verdiği, halbuki , sulh ceza hakimliğinin red kararı verdiği pek çok yabancı hakkında idare tarafından daha sonra idari gözetimin kaldırılması kararı verildiği, uygulamada büyük tezatlıkları ve hukuksal denetim eksikliği bulunduğu görülmektedir. Dolayısıyla 6458 Sayılı Kanun ile 6458 Sayılı Kanunun Uygulanması Hakkında Yönetmelikte ciddi bir revizyon gerektiği ayrıca uygulamada ciddi bir denetim eksikliği bulunduğu bunun için de göç idarelerinin ve geri gönderme merkezlerinin çok daha ciddi bir şekilde denetlenmesi gerektiği söylenebilir.